nazil etdiyimize (Qur’ana) şekkiniz varsa, siz de (fesahetde ve belağetde) ona benzer bir sure getirin ve eger ("bu, beşer kelamıdır" sözünü) doğru deyirsinizse, onda Allahdan savayı (bütün) şahidlerinizi (bütlerinizi, şair ve alimlerinizi bu işde kömeye) çağırın!
24. Madam ki, bele bir işi bacarmırsınız, heç bacara da bilmezsiniz, o halda kafirler üçün hazırlanmış, yanacağı (günahkar) insanlardan ve kibrit daşlarından ibaret olan oddan (Cehennemden) hezer edin!
25. (Ya Peyğember!) İman getiren ve yaxşı işler gören kimselere müjde ver: onlar üçün (ağacları) altından çaylar axan cennetler (bağlar) vardır. (O cennetlerin) meyvelerinden bir ruzi yedikleri zaman: "Bu bizim evvelce (dünya evinde) yediyimiz ruzidir",- deyecekler. Eslinde ise bu (ruzi, meyveler) onlara (dünyadakılara zahiren) benzer olaraq verilmişdir. Onlardan ötrü orada (her cehetden) pak (olan) zövceler de var. Onlar (mö’minler) orada ebedi qalacaqlar.
26. Elbetde, Allah (Qur’anda) ağcaqanadı ve ya ondan daha böyüyünü misal getirmekden çekinmez. İman getirenler bunun öz Rebbi terefinden bir heqiqet olduğunu bilirler, kafirler ise: "Allah bu meselle ne demek isteyir?"-deyirler. Allah bununla (bu meselle) bir çoxlarını zelalete salır, bir çoxlarını ise doğru yola yöneldir. Allah yalnız fasiqleri zelalete düçar edir.
27. O kesler ki, Allahla (Ona iman getirmek ve itaet etmek baresinde) ehd bağladıqdan sonra onu pozur, Allahın birleşdirilmesini buyuduğu şeyleri parçalayır (mö’minlerle dostluğu, qohum-eqreba ile elaqeleri kesir) ve yer üzünde fitne-fesad töredirler. Mehz beleleri (dünyada ve axiretde) ziyana uğrayanlardır!
28. Allahı nece inkar edirsiniz ki, siz ölü idiniz, O sizi diriltdi. O sizi (eceliniz geldikce) yene öldürecek, sonra (qiyametde) yene de dirildecek ve daha sonra siz (emellerinizin haqq-hesabı çekilmek üçün) Ona teref (Onun hüzuruna) qaytarılacaqsınız.
29. Yer üzünde ne varsa, hamısını sizin üçün yaradan, sonra semaya üz tutaraq onu yeddi qat göy halında düzeldib nizama salan Odur

<< 1 2 [3] 4 >>